Hayat Değiştiren 2 Metot

28 Temmuz Cuma gününden herkese kocaman bir günaydın. Bugün size yaşamın her daim içerisinde olması gereken 2 önemli konuyu paylaşacağım.

Öncelikle tekrar edelim; zaman ve enerjinize saygı duyuyoruz. Eğer Funnel Kafası bülteninden değer almıyorsanız son kısıma giderek abonelikten çıkabilirsiniz.

Bu hafta bültende:

• Hayat Değiştiren 2 Metot

• Hangi Müşteri Daha Sadık

• 7 Görüşme Tüyosu

• Problem Odaklı Okuma

konularına yer vereceğiz. Keyifli okumalar.

Size daha önce hiç anlatmadığım bir konudan bahsedeceğim bugün.

İlginç ve farklı bir andı benim için.

Eminim çoğunuzun dikkatini çekecek ve anlamlı gelecektir.

Bizi çok seven birinin tavsiyesi sonucu Instagram’da muhtemelen gördüğünüz bir ajansla eğitim satışlarını artırma konusunda bir toplantıya girdik.

Her zaman düstur edindiğimiz gibi aktif niyetli kişilerle yaptığımız ilk görüşmeler ücretsiz ve değerin çok yüksek seviyede hissedileceği görüşmeler oluyor.

Yaklaşık 1 saatlik görüşmenin sonunda ajans sahibi şu ifadeyi kullandı. ”Ya Emre ben sanırım başka bir balonda yaşıyormuşum. Senin anlattıklarının hiçbirini duymadım. İnanılmaz iyiydi.”

Yaptığınız iş ne olursa olsun, sizinle aynı sektörde olan birinden böyle bir şey duymanın içinizde oluşturduğu his farklıdır. Çünkü şu bir gerçek, konum farketmeksizin bazen yetersiz olduğunuzu hissedersiniz.

Yetersizlik sendromu Stephen King gibi yazarların dahi yaşadığı olağan bir durum.

Ama bugün size bu hissi ya da bunun üstesinden nasıl geleceğinizi anlatmayacağım. Bugün size bir işi almak, bir kişiyle tanışmak gibi karşı tarafın aksiyonunu gerektiren herhangi bir durumu hayat tecrübesi haline çevirmeyi anlatacağım.

Anlattıklarımı okuduktan sonra danışmansanız gidip bir müşteri bağlayabilirsiniz. Yazarsanız sevdiğiniz bir markanın yazı işlerini alabilirsiniz. Ya da tasarımcıysanız bir sonraki işinize kapı aralayabilirsiniz. Bir kez bu zihin yapısına ulaştıktan sonra emin olun geri dönüşünüz olmayacak 😀 

Öncelikle 2 farklı konsepti tanımlayarak işe başlayalım. Sonra bu ikisini harmanlayarak nasıl sonuca gidebileceğinizden bahsedelim.

İlk olarak bilmeniz gereken ”izinsiz çıraklık.” Jack Butcher’dan bunu ilk duyduğumda zaten yaptığımı farkettim ancak bunu bir kavrama dönüştürmek bana yeni kapılar açtı.

İzinsiz çıraklığa, bir işi almadan önce karşı tarafa herhangi bir şey sormadan o işle ilgili bir ön hazırlık yapma ya da değer sunma eylemi diyebiliriz.

Örneğin danışmanlığına ilk başladığım dönemde bunu iki farklı yolla yapıyordum. Birincisi çalışmak istediğim marka sahiplerine Instagram DM, email vb. yollarla kendi marka isimlerinin merkezde olduğu ve ihtiyaçlarının yazıldığı bir zihin haritası paylaşıyordum.

İkinciside ise şöyle bir yaklaşım kullanıyordum. ”Sitenizde şöyle şöyle eksikler var. Burada makaleler var dilerseniz bakarak düzeltebilirsiniz ya da yetki verirseniz ben sizin için yapabilirim.”

Bu yolla şu an CMO olarak görev yaptığım ve hissedarı olduğum Kodgem Straight’e katıldım. Beraber 600K $ ciro yaptık. Belki de ilerde exit edeceğiz ve burası bana farklı bir kapı aralayacak, kim bilir…

Bakın her iki metodun ortak özelliği karşı taraftan herhangi bir izin almadan ona bir değer katma eylemi barındırması. Bunun bir çok katkısı var, ancak en önemli iki tanesini sizin için sıralayayım.

1. Herhangi bir işi almaya çalışan insanların çoğu bu yaklaşımı kullanmıyor. Siz bu sayede rahatça ayrışıyorsunuz. Ki bunu bana söyleyen bir çok insan oldu.

2. Karşı taraf görmese ya da kabul etmese dahi kendi adınıza önemli bir deneyim ve kazanım elde etmiş oluyorsunuz.

Bir kaç farklı örnekle durumu daha açık hale getirelim.

Siz bir içerik yazarısınız. Sevdiğiniz bir markayla çalışmak istiyorsunuz. Normalde açık pozisyon varsa doğrudan gidip iş başvurusu yaparsınız değil mi? Ben size eğer iş başvurusu yapacaksanız bile markanın 1 blog yazısını 1 içerik metnini yazarak bununla gidin diyorum. Ya da marka sahibine DM’den ulaşarak onlara katabileceğiniz değeri 1 blog yazısı, 1 instagram postu vs ile gösterin diyorum. Kabul etmese ne olur? Hiç bir şey… Sadece antreman yapmış olursunuz.

Bir tasarımcısınız. Sevdiğiniz markanın sitesini UI/UX açısından değerlendirip anasayfayı yeniden tasarlayarak CEO’ya ulaşın. Bir postlarını sıradışı şekilde tasarlayarak maile iliştirin vs vs…

Ne demek istediğimi umarım anlatabilmişimdir.

İkinci olarak bilmeniz gereken ise ”para el değiştirmeden bir eğitmen, koç, ya da bir danışman gibi yaklaşmak.”

Bu yaklaşım ise özellikle danışmanlar ya da mentorlük, koçluk yapanlar için paha biçilemez bir metot.

Bildiklerinizin tamamını anlatsanız dahi doğru bir kurguyla insanlar sizden bir deneyim satın almak isteyecektir. Öncelikle bu kaygıdan tamamen uzaklaşmanız önemli. Tüm bildiklerimi anlatmalı mıyım sorusu burada en fazla karşımıza çıkan kaygı.

Tüm bildiklerinizi anlatamazsınız zaten. Ancak karşıdaki kişinin seviyesinde ona değer katacak bilgileri anlatmaktan çekinmemelisiniz.

Bu size bir çok şeyi kazandırır. Bunlardan en önemlileri otorite, güven ve minnet hissidir.

Tüm görüşmelere girdiğimizde işi alsak ya da almasakta böyle davranır ve bunu doğamız haline getirmeye gayret ederiz. Ticaretin sonsuz bir oyun olduğunu benimsemeye gayret ediyorsanız siz de öyle yapmalısınız.

Yol boyunca oluşturduğunuz intiba, hissettirdiğiniz otorite ve size duyulan minnet bir şekilde pozitif olarak dönecektir.

Başta anlattığım kişinin bize nasıl ulaştığına gelince; girdiğim bir eğitimde izinsiz çıraklık yaparak eğitim sahibi kişiye sunduğum değer sonucu bir gruba dahil oldum. Orada tanıştığımız hocalardan biri bizi çok sevdi. Sürekli ona da değer kattık ve en nihayetinde bizi ajans sahibi arkadaşla tanıştırdı.

Geldiğimiz noktada saati 150$’a verdiğimiz danışmanlıklarda henüz bizden değer almadığını ya da işine yarar bir bilgiye sahip olmadan ayrıldığını söyleyen tek bir kişi dahi olmadı.

Eğer hayatınızın bundan sonraki safhasında çalışmak istediğiniz kişilerle ya da markalarlar çalışmak istediğiniz şekilde ve şartlarda iş yapmak istiyorsanız bu iki metoda da ihtiyacınız olacak.

Kimseden bir işi geliştirmek için izin beklemeyin. İnsanlara kendi işinizle ilgili para el değiştirmeden değer katmayı ihmal etmeyin.

Haftaya görüşmek üzere.

— Emre

Not: Her hafta sınırlı sayıda kişiyle danışmanlık, online eğitim, içerik üretimi ve funnel konularında 1-1 görüşmeler yapıyoruz. Dilersiniz buradan siz de ihtiyacınıza binaen organize edebilirsiniz.

🎙️ Haftanın Podcast Bölümü

Bugün hikayede değindiğimiz konudan yola çıkarak hangi müşterinin daha sadık olduğunu anlamaya çalışalım.

📹️ Haftanın Video İçeriği

Dijital pazarlama uzmanı, sosyal medya uzmanı, içerik üreticisi, meta reklam uzmanı, eğitmen, koç veya dijital işler yapıp potansiyel müşteri görüşmelerine katılan tüm dostların dikkatine! Bu video sizin için.

✍️ Haftanın Tweet Serisi:

Problem odaklı okuma yeni keşfettiğimiz ve üzerinde düşünmeye çalıştığımız bir yöntem. Spesifik olarak sadece pazarlama alanıyla ilgili kitaplar okuyacağımız kulübe de buradan katılabilirsiniz.

Eğer bülteni, sizi Funnel Kafasına ulaştırmak isteyen bir arkadaşınızdan aldıysanız buraya tıklayıp kayıt olabilirsiniz. (Eğer henüz kayıt olmadıysanız!)

Bu haftalık bizden bu kadar. Funnel Kafası bültenini işine ve hayatına bu perspektiften bakmasını istediğiniz insanlara ulaşması için sosyal medyadan ya da özelden paylaşabilirsiniz.

Bültenlerle ilgili görüş ve düşüncelerinizi bu maile cevap olarak yazabilirsiniz.

Haftaya görüşmek üzere :)

Funnel Kafasından uzak kalmayın!

Emre & Hasan

P.S. Maillere cevaplarınızı her zaman bekliyoruz, hepsini tek tek okuyoruz. (Evet şaşırtıcı ama öyle hepsini okuyoruz.)

P.S.S Kendinizi hazır hissettiğinizde ve bizden değer aldığınızı düşündüğünüzde size 2 şekilde yardımcı olabiliriz.

1. Funnel Kafası ekibinden stratejik danışmanlık almak isterseniz buraya tıklayıp ön görüşme için randevu oluşturabilirsiniz.

2. Funnel Kafası ekibi ile 1-1 görüşebilir ya da dijitaldeki yol haritanız ve çözemediğiniz sorunlarla ilgili buraya tıklayarak danışmanlık alabilirsiniz.