İnsanlar Satın Alırken Nelere Bakar? [FK Bülten #033]

İnsanlar Satın Alırken Nelere Bakar? [FK Bülten #033]

29 Ocak Pazar gününden bir merhaba. Nasılsınız?

Güzel bir pazar olması dileğiyle.

Öncelikle tekrar edelim; zaman ve enerjinize saygı duyuyoruz. Eğer Funnel Kafası bülteninden değer almıyorsanız son kısıma giderek abonelikten çıkabilirsiniz.

Bu hafta bültende:

• İnsanlar satın alırken nelere bakar?

• Nabza Göre Şerbet Vermek

• Semrush’ın Karşılama Ekranı Analizi

• Yola Yeniden Çıksak Ne Yapardık?

konularına yer vereceğiz. Keyifli okumalar.

İnsanların bir markayı sevdiği için ondan alışveriş yaptığı düşüncesi eksiktir.

İşletmeleri başarılı kılan tek başına marka değeri değildir ve hiç bir zaman da olmadı.

Bugün kendi yaptığınız herhangi bir satın almaya bakın. Temelde yaptığınız şudur: ”Bu ürün ya da hizmet alabileceğim herhangi başka şeyden daha değerli mi?” sorusuna cevap vermek.

Bu sebeple bir satıcı olarak en önemli önceliğiniz potansiyel müşterilerinizin neye değer verdiğini keşfetmek olmalıdır.

Zihnimizde her insanın farklı değerleri olduğunu düşünsek de aslında genelde tekrar eden bazı paternler vardır. Bunları görmek ve insanlara doğru şekilde aktarabilmek çok önemlidir.

Josh Kaufman’ın Kendi Kendine MBA kitabında bahsettiği bu ekonomik değerler size bu anlamda bir rehber olabilir.

1. Etkinlik - Ne kadar faydalı?

2. Hız - Ne kadar hızlı fayda sağlar?

3. Güvenilirlik - İstediğim şeyi yapmak için söz konusu ürün ve hizmete güvenebilir miyim?

4. Kullanım Kolaylığı - Ne kadar uğraşmam gerekir?

5. Esneklik - Kaç işlevi yerine getirebilir?

6. Statü - İnsanların beni algılamasını nasıl etkiler?

7. Estetik Çekicilik - Ne kadar çekicidir veya estetik açıdan başka türlü ne gibi bir cazibesi vardır?

8. Duygu - Nasıl hissetmemi sağlıyor?

9. Maliyet - Bunu almak için ne kadar para vermek zorundayım?

Tüm bu ortak değerleri ise iki temel özellik bakımından ele alabiliriz. Bunlar: elverişlilik ve sadakat. Hızlı, güvenilir, kolay ve esnek şeyler elverişli şeylerdir. Kalite, itibar, estetik çekicilik veya duygusal etkiye sahip şeyler ise yüksek sadakat özelliğine sahiptir.

Çoğunlukla pazardaki oyuncular ya elverişliliğe ya da sadakata hitap etmek için çalışma yürütürler. Mesela karnınızı hızlıca doyurmak için en yakın yerden bir dürüm söylerken, en iyi dürümü yemek için Hosta Döner’den (Ankaralı’ların gözü yaşlı 🙂 ) dürüm söylersiniz.

Yukarıda bahsettiğim 9 ekonomik değeri ve bunların toplandığı 2 ana başlığı hem kendi sunduklarınız için hem de yaşadığınız satın alma deneyimleri için gözlemleyip değerlendirmeyi ihmal etmeyin.

Haftaya görüşmek üzere.

— Emre

🎙️ Haftanın Podcast Bölümü

Kısa bir aradan sonra yeni bölüm geldi 😀 

Potansiyel müşterilerimizin farkındalığını 5 seviyede inceleyebiliriz. Bu seviyeler nelerdir? Seviyeleri nasıl ayrıştıracağız? Her seviyeye uygun pazarlama nasıl yapılır? Hepsinin cevabı bu bölümde sizlerle!

📹️ Haftanın Video İçeriği

Semrush’ın Landing Page’ini çok detaylı bir şekilde ele aldık. Bir karşılama ekranı tasarlarken nelere dikkat etmelisiniz? Hangi öğeleri nerede kullanmanız gerekiyor ve müşteri için bunlar ne ifade edebilir?

İzleyelim. Abone olup yorum yapabilirsiniz 😃 

✍️ Haftanın Tweet Serisi:

Kitle oluşturmak çok kıymetli. Eğer ürettiğiniz içeriklerle beslediğiniz aranızda güven ilişkisinin tesis olduğu bir kitle varsa ürün/hizmet satmak ya da bir gelir modeli oluşturmak daha kolay.

Buna dair bir tweet paylaşmıştık. Yorumlarınızı twitter’a bekliyoruz? Sizce önce kitle mi oluşturmalı yoksa ürün/hizmet mi çıkarmalı?

Eğer bülteni, sizi Funnel Kafasına ulaştırmak isteyen bir arkadaşınızdan aldıysanız buraya  tıklayıp kayıt olabilirsiniz. (Eğer henüz kayıt olmadıysanız!)

Bu haftalık bizden bu kadar. Funnel Kafası bültenini işine ve hayatına bu perspektiften bakmasını istediğiniz insanlara ulaşması için sosyal medyadan ya da özelden paylaşabilirsiniz.

Bültenlerle ilgili görüş ve düşüncelerinizi bu maile cevap olarak yazabilirsiniz.

Haftaya görüşmek üzere :)

Funnel Kafasından uzak kalmayın!

Emre & Hasan

P.S. Maillere cevaplarınızı her zaman bekliyoruz, hepsini tek tek okuyoruz. (Evet şaşırtıcı ama öyle hepsini okuyoruz :)